Şavşat Duvar Gazetesi Kadın
8 Mart 2008 de Kadınlar Günü
Cumhuriyet’le birlikte kadın erkek eşitliğine önem verilmiş,başta seçme ve seçilme hakkı olmak üzere bazı hakları birçok Avrupa ülkesinden önce elde etmişlerdir.Hatta meclise giren kadın milletvekili sayısı bugünkü sayıdan az değildi.Bu da Atatürk’ün kadına verdiği önemin bir göstergesiydi.
Peki ya şimdi kadınlar adına üzülerek ,bilmeliyiz ki kadın erkek eşitliği sıralamasında dünyada 121. sırada yönetici kadrosununun oluşumuna baktığımızda % 93’ü erkekler %7 si ise kadınlardan oluşmaktadır.Bu iki örnek bile ülkemizde kadının ne durumda olduğunu açıkça göstermektedir.Maalesef bunda da kadınlarımız suçludur diye düşünüyorum. Çünkü kendi davalarına sahip çıkmayıp erkekler tarafından başlarına geçirilmeye çalışılan,örtünün adeta savunuculuğunu yapmaktadırlar. Burada yaz kış demeyip kendi kazanımlarını korumak için Çağlayan’da, Tandoğan’da İzmir Alsancak’ta yurdun her köşesinde yürüyen,onurlu mücadele veren Cumhuriyet Kadınlarımızı ayrı tutuyor,davalarında başarılı olacaklarına gönülden inanıyorum.
Bende bir erkek olarak, acaba kadınlarımıza gereken değeri verebildik mi? Kesinlikle hayır. Onların işgücü sahibi olmalarını engelledik. Onlara, kendilerini çok sevdiğimizi söyleyip sonsuza kadar mutlu olacağımıza söz verip daha ilk günden dövmeye ve hakaret etmeye başladık. onlar hep sustular. Onlar için tüm engelleri beraber aşmaya söz verdik. Fakat salata yapmak veya bir bardağı yerine koymak her zaman zor geldi.Onlar yine sustu.
Cinsel ihtiyaçlarımızı gidermede veya çocuk sahibi olmak istediğimiz de onun görüşüne başvurmadık.Hamile kalıp zor bir dönem geçirdiğinde neler hissettiğini hiç sorup anlamadık.Daha da ileriye gidip deforme olan vücudundan iğrenerek başka kadınlarla aldattık Onlar yine sustu.
Çocuğumuz doğduğunda kız olunca burun kıvırttık. Ama bir sonraki erkek olur umuduyla yaşadık.Çok özel günlerde bile onlara hediye almayı çok gördük.Bizden fazla maaş aldıklarında gururumuz incindiğinden şiddete başvurduk.Onlar yine sustu.
Evli olduğumuz halde en az bir kere aldattık. Bu saygısızlığa da” çapkınlık” veya ‘erkeğin elinin kiri” adını vererek kendimizi aklamaya çalıştık. Fakat ekonomik özgürlüğü olmayan gelecekten kaygı duyan veya çocuklarımın hatrına diyerek, bunları sineye çektiler.
Eşinden ayrıldığında DUL damgasını yiyerek, istismar edilmeye müsait gözüyle baktık. Anne olmanın getirdiği fiziksel zorluklar yüzünden, kadın yaşlanınca çirkin erkek yaşlanınca olgun erkek damgasını vurduk. Zorla tecavüze uğrayan kızlarımız ve kadınlarımız adeta suçlu ilan edilerek, töre gereğidir diye,kendi kardeşlerine veya yakınlarına öldüttürüldü. Kadın yine sustu.
Verilen dini fetvalarla kadına müslüman değil, müslümana bir tane lazım dediler. Erkeğin bir kadının 9 nefsi vardır diyerek adeta erkeğin aldatmasını normalmiş gibi gösterdiler Kadının cinselliğinden daha fazla yararlanabilmek için evlenme yaşını 12-13’e indirdiler. Kadınlar yine sustu.
Kadını kara köpek ve domuzla eş tuttular. Kadınla evlenmenin şartının malı, soyu ve güzelliği olduğunu söylediler. Erkekle tokalaşmanın haram, dört evliliğin caiz, doğum kontrolünün yasak, iz bırakmadan dövmenin normal olduğunu söylediler. Onlara reva görülen bu bez parçasıyla kadınlarımızın kafalarını değil onların en temel haklarını kapatmaya çalıştılar. Kadınlar yine sustu.
Fakat bir kısım kadınlarımız var ki onlar susmadılar. Koskoca bir Cumhuriyeti, erkeği ile omuz omuza kuran Cumhuriyet kadınları yıllardır yıpratılmaları, aşağılanmaları ve incitilmelerine karşın hala Laik demokratik Cumhuriyetine sahip çıkıyor ve direniyor. Biz sizlere çok şey borçluyuz. Dünyanın en güzel kadınları. Bir gün sizlere olan borcumuzu ödeyeceğimize söz veriyor, tüm Cumhuriyet kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyor mutlaka hak ettikleri yere geleceklerine inanıyorum.
Saygıyla sevgiyle kalın...
Bu İçerik 2955 Kez Görüntülendi