Şavşat Duvar Gazetesi Tarih
Çiçek Nene Kimdir
ÇİÇEK NENE (ERİŞTİ) KİMDİR.
Bilinen en büyük dedemiz Süleyman torunu, Cumi oğlu (Hacı) Durak, Ahıska’nın Türkiye’den ayrı kalmasından önce Şavşat’a gelmiş ve Köyümüz Konak mevkiinde bulunan Beylerin yanında çalışmaya başlamış. Daha sonra Beyler evlerimizin (Balcıgil’in tarlalar dahil) bulunduğu ağaçlık ve dikenlik olan bölgeyi ev yapıp yerleşmesi için kendisine vermişler.
Durak Dede Düzenli Köyü’ndeki Demireller sülalesinden (Mahbube) ile evlenmiş ve bir oğlu olmuş (Şaban Erişti). Bir zaman sonra eşi vefat etmiş. Daha sonra Karahocagil’den Deli Mehmet’in sülalesinden tekrar evlenmiş ve evlendiği kadından da bir oğlu olmuş (Ali (Deli) Erişti). Durak dede yaşlanınca hacca gitmek istemiş ve Balcıgil’in tarlaların bir kısmını satarak hacca gitmiş. Hac dönüşü Ardanuç’ta hastalanmış ve ölmüş. O zaman yayan seyahat edildiği için kimse gidip eşyalarını alamamış ve de mezarının yerini öğrenememiş.
(Deli) Ali’nin bir oğlu olmuş adını İskender koymuşlar, İskender’in çocukları da Sofi, Şahmurat, Camandar, Safiye ve Gülizar.
Şaban Erişti, Köyümüz Ağagil’in mahalleden Necat Kaya’nın bibisi, Davut Kaya’nın kızı 1864 doğumlu Çiçek Nene ile evlenmiş. 5 çocuğu olmuş, bunlar; Rüştü, Şevki, Şükrü, Metlube ve Gülüfe. Rüştü Erişti önce Saliha nine ile evlenmiş ve 3 çocukları olmuş. Bunlar İbrahim, Faik ve Binnaz. Saliha nine ölünce Rüştü dedey Kurudere Köyü’nden Kıymet nineyle evlenmiş. Ondan çocukları olmamış.
1915 yılında Rusların Şavşat’a saldırıları sırasında dedelerimiz Şevki Erişti 30 kişilik ekibiyle Ardanuç-Anç’ta Acıelma direnişine katılmış. Şükrü Erişti de Hisli Mağara’ya (Hanlı Köyü üstü) gitmiş, Şaban Erişti de oğulu Rüştü ile Kocabey Köyü kışlaları civarında mevzilenmişler.
Bu savaş sırasında evimiz bir karargâh gibiymiş. Askerlerimizce evimize 15 -20 çuval un bırakılırmış ve Çiçek Nene’y de mahalledeki kadınları toplayıp her gece sabaha kadar fırınlarda ekmek pişirirmiş. Sabah olunca da ekmekleri ve katık olarak ta ne varsa, sepetlere doldurup ormanlardaki askerlere ve gönüllü milislere götürürlermiş.
Ruslar Laşet’e kadar indikleri bir sırada Dedelerimiz Laşet köprüsünün batı tarafındaki kayalık ve ormanlık mevkide mevzilenmişler, bu arada kalabalık bir Rus birliği gelip köprüyü (Şu andaki köprünün daha yukarısında ahşap bir köprü imiş) geçmiş, gönüllü birliklerimiz tepeden Ruslara taciz ateşi açsalar da, Ruslar makinalı tüfeklerle ateş ediyorlarmış, bu nedenle bizimkiler saklandıkları mevzilerinden çıkamıyorlar ve ellerindeki tekli martin, berdine ve rus beşlisi silahlarla onları durdurmaya çalışıyorlarmış. Bu sırada Çiçek Nene laşet deresine bakan yamacın üst tarafındaki su kanalından Rusların köprüyü geçtiğini görmüş ve kanalın kenarındaki büyük kayaları yuvarlamaya başlamış. Yuvarlanan kayalar parçalanarak zaten dar olan yoldaki Rus askerlerinin üstüne düşmeye başlamış. Bunun üzerine Ruslar köprü gerisine çekillerek bir müddet beklemişler ve bu yolu geçmenin zor olacağını, geçmeleri halinde çok kayıp vereceklerini düşünerek geri dönmüşler. Geri dönerken Şavket’i (Karaköy) ve üst tarafındaki (Şimdiki Soğuksu’yun üst tarafı) ormanı ateşe vererek yakmışlar.
Şevki dede Ardanuç’tan döndüğünde Çiçek Nene’miz ekmek pişiriyormuş. Yorgun ve aç olduğu için biraz yatıp dinlenmek isteyen Şevki dedemize Çiçek Nene, ‘’Rüştü ve Şükrü Sahara’da iken sen burda nasıl yatarsın?’’ deyip hemen onu da cepheye göndermiş. Annem anlatırdi ki; Çiçek Ninem bazı günler eline bir sopa alıp köyün üst tarafındaki Kaldırma denen yere gidermiş ve orda Sahara’dan geri kaçan kimse varmı diye beklermiş. Düşmandan korkup kaçmak isteyenler Çiçek nenenin korkusundan köye dönemezlermiş.
Çiçek Nene’miz 10.12.1947 de vefat etmiştir. Nüfus kayıtlarında Nenemizin soyismi ‘’İrişti’’ olarak geçmektedir. Bu soyismi daha sonra ‘’Erişti’’ olarak düzelttirilmiş olmakla beraber, halen dahi İrişti soyismini taşıyan akrabalarımız vardır.
Konu hakkında ‘’Kurtuluşunun 50. Yılı Dolayısıyle Artvin ve Çevresi 1828-1921 Savaşları.’’ adlı eserde yer alan yazıyı aynen aşağıya aktarıyorum. (s.124, 125)
‘’1926 daki ilk köy adları değiştirilmesinde bu köye kahramanlık ve savaş hizmetlerindeki üstün başarılarından ötürü Yavuz adı verilmiştir. Köy halkının pek üstün hizmetlerini Şavşet’liler gıpta ile anarlar. Bu köyden özellikle Çiçek Hanım ile kocası Şaban Ağa (Erişti) ve üç oğlunun canları pahasına örnek çalışmalarını başta kaydetmek gerekir. 1947 de 100 yaşlarına varan bu asırlık karı ‘ koca gazi’lerin fotoğrafçı yokluğundan birer resmini aldırıp tarihimize maletmeye maalesef imkân bulamamıştık.
Oğullarından Şevki Erişti 1946 da bana savaş hatıralarından şunları not ettirdi:
‘’Hod Çetesinden sonra gelen İstanbul Çetesi Kumandanı, Ardanuç’tan Şavşet’e bir mektup yazıp kuvvet istedi. (Kazanın iki büyük köyünden olan) Yavuz ve Suluban (Pınarlı) dan yüzerden ikiyüz gönüllü istenmişti. Bunlar tertiplendi ve ilkten Ardanuç’a gittiler.
Sahara kavgası sırasında ben Ardanuç ‘ Anç’ta, kardeşim Şükrü Mağara ‘ Boğazı ‘ Handere’de, babamla öteki kardeşim Rüştü de Sahara’da çalıştık. Babam kolundan, Rüştü alnından yaralanmışlardır. Anamız ÇİÇEK, sırtına sepet alıp aylarca köyü dolaşarak çetelerimize ekmek gönderme işinde çalıştı. Köyde fırınımız haftalarca bu iş için çalıştırıldı. Maiyetimdeki 30 kişi ile Acı ‘ elma kavgalarına devam ettik. Sonra Rusların Borçka’dan zorlaması ile Şavşet’e geldik. Daha sonra Sahara da bozulunca Sabit Beyin çeteleri içinden çıkıp ormanlara sığındık. Annem ÇİÇEK, Sahara bozgınu ile Rus süvarilerin Şavşet’e ilerlediklerini duyunca yanına 20 ‘ 30 kadın arkadaş alarak süvarilerin geçeceği yolda üzerlerine yukarı yamaçlardan büyük taşlar yuvarlamaktan çekinmemişlerdi.’’ ...
Yukarıdaki anlatım hemen hemen aynı içerikle Dursun Özdede’nin ‘’Karçal’dan Sahara’ya ŞAVŞAT’’ adlı eseride de (s.33) yer almıştır.
Yararlanılan Kaynaklar:
-Kurtuluşunun 50. yılı dolayısıyla Artvin ve Çevresi, M.Adil Özder.Artvin Turizm ve Tanıtma Derneği yayını, Ankara ,1971 s.124, 125
-Karçal’dan Sahara’ya Şavşat, Dursun Özdede, 1990, s. 32,33
-Artvin Tarihi, Halit Özdemir, s.184, 188
-7 Mart Kahramanları, A.Mecit Tokdemir, 1972
-Kurtuluş ve Anavatana Kavuşma Anlamı, Adil Özder, Gürses Basımevi- Ordu, s.30-31
-Şiirimizde Artvin, Şahver Karasüleymanoğlu, Sahara Yayınları, 2004
-Yazı ve Resimlerle Çevre İncelemesi Artvin İli, M.Adil Özder, Abdullah Aydın, Güneş Matbaacılık T.A.Ş. ,1969-ANKARA, s. 50, 55
ARTVİN’İN NENE HATUNU ÇİÇEK NENE
Kadınlar içinde medhiyesi var
Bütün kadınlardan baş Çiçek nine
Tarihler yazmıştır bunun ismini
Çete’ye götürdü aş Çiçek nine
Makamı Cennette nur olsun onun
Cennete doğru gidiyor yolun
Eskiler söylüyor, yüksekti soyun
Cennette olasın kuş Çiçek nine
Derunî Kemal’ım böyle çağladım
Matemini tutup biraz ağladım
Öldüğüne karaları bağladım
Olaydım kabrinde taş Çiçek nine
Derunı (Şahver Karasüleymanoğlu. Şiirimizde Artvin S.119)
Bu İçerik 1402 Kez Görüntülendi