Şavşat Duvar Gazetesi Yaşam
Laiklik, Din, Ahlak (Etik) ve Güzellik (Estetik)
Günümüzde bazı kavramlar diğerleri ile karıştırılarak içi boşaltılıyor. Oysa, bazı kavramlar evrenseldir ve bütün dünyada aynı tarzda değerlendirilir.
Laiklik din dışı kelime anlamı olan uygulaması devletin dine bağlı olmaması ile özetlenir. Devlet, her hangi bir dine göre idare edilmez. Bireyler dini inanışlarına göre değerlendirilmez. İnsanlar dini yönlerine göre liyakat almaz. Yani laiklik bir devletin uyacağı bir kuraldır. Çağdaş bir devlette var olması gereken bir kuraldır.
Din ( mistik ) Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurumdur.. İnsanların, açıklayamadığı doğa üstü olaylara itaat etmesi ve bunun tarihsel süreçteki gelişimidir. Din insanları dini yönden yaptıklarını sevap ve günah kategorisinde değerlendirir. Hukuk içeren dinler, günahlara bu dünyada da ceza içerir. Ancak , asıl olan ölümden sonra ödül ve cezadır. Dinlerin ödül ve cezası bireyseldir. Ahlak (Etik) bir toplumda insan eylemlerinin iyi ve kötü kategorisinde değerlendirildiği, kötü eylemlerin cezalandırıldığı evrensel bir kavramdır. Bazı dinlerde de bu ahlak kuralları var olup ahlak ile dinin iç içe geçmesine yol açar.
Güzellik (Estetik) ise beğenilen hoşlanılan bir kavramdır. Bu özelliği ile güzellik hem bireysel hem de evrensel özelliğe sahiptir. Sanat yönü evrensel olup sahip olma yönü bireyseldir.
Günümüzde bu kavramlar bir birinin içine sokularak birbiriyle karıştırılarak bu kavramların öğretileri etkisizleştirilmektedir.
Bizim okul zamanımızda Ahlak dersi diye bir ders vardı Ben bizim çocukta böyle bir dersin varlığını görmüyorum. Çocuklarımıza ailede ve okulda ahlaken iyi olan ve kötü olan olayları öğretmeliyiz ki, sokaklar da huzur içinde yürüyebilelim. Yalan söylemenin, hırsızlığın kötü bir şey olduğunu çocuklarımıza ailede ve okulda öğretirsek, devlet de bu kötülere yaptırım uyguladığı zaman sokaklarda rahat yürüyebiliriz. Rüşvetin ahlaken kötü olduğu öğretilirse ve devlet tarafından cezası konulursa her işimizi yaptırmak için veya olmayacak işimizi yaptırmak için ne vatandaş nede görevli para düşünmez olur. Burada ahlak ile dini ayırmak gerekiyor. Din hırsızlığa günah der. Ahlak kötü der. Kavram iç içe geçince Avrupa yı görüp gelen insanlarımız Müslümanlığı Avrupalılar yaşıyor demektedirler. Burada ahlak ile din karıştırılmaktadır. Avrupa devletleri iyi ve kötü olanı toplumuna iyi öğretmiş evrensel olan bu ahlak değerlerine sahip insanların yaptıkları bize güzel geliyor. Bizde dini bütün insan dediğimiz namazında niyazında insanlar ticaret ve ekonomi alanında vergi kaçırmayı dinleri ile ilişkilendirmezler. Halbuki onun kaçırdığı vergi ile sokakta hırsızlık yapanın hiçbir farkı yoktur. Belki de sokaktaki hırsızlığın başlama sebeplerinden biridir. Ahlak açısından vergi kaçırmak kötüdür. Din zekat ile işi bitirmektedir. Ama devlet düzeninde ahlaken kötü olan bir davranıştır. Avrupalı eğitim düzeyini yükselterek içi boş eğitim vermeyerek bizim esas Müslümanlık onlarda dememize sebep olacak yaşam tarzına kavuşmuştur.
Müslüman bir milletiz % 99 müslüman olmakla övünüp dururuz. Peki şimdi ahlaksızlık yönlerimize bakalım. Sapkınlıkların bazılarında dünya birincisi olmuşuz. Televizyonlarda görüyoruz araştırmalardan öğreniyoruz Türkiye’de cinsel suçlar % 400 artmış. Yani bunun özeti ortalık taciz ve tecavüzcü kaynıyor. Hırsızlık %60 artmış diğerleri de bu şekilde artış eğiliminde. İslam dini Müslümanlara ahleken iyi olan şeyleri benimsetememiş durumdadır.
Çünkü bütün İslam ülkelerinde bu varlığını korumaktadır. İslam tacizci tecavüzcüyü nikah şartı ile affedebilmektedir. Burada din ahlakı eşitlikçilikten sapmaktadır.
Japonya’da 8,1 büyüklüğünde meydana gelen depremde yaralanan dahi olmazken bizde beşi geçen her deprem can kaybına neden olabilmektedir. Burada can kaybı devleti yöneten insanların oy uğruna veya çıkar uğruna ahlaken kötü olan işlemlere müsaade etmelerinden kaynaklanmaktadır. Dinimizin bu işle bir ilgisi yoktur. Çünkü iyi ahlaklı insan yetiştiremiyoruz. Bir bakan bile gözümüzün içine baka baka yalan söyleyebiliyor.
Birde ben güzele güzel demem güzel benim olmayınca sözünden bakalım Burada benim sahip olduğum şeyler güzeldir. Söylemi varki bencilliğe sevk eden bir durumdur.
İlimiz açısından düşünürsek eskiden ahlaken kötü olan olaylardan dolayı suç işleyen ve ceza alan olmazken veya sınırlı sayıda olurken günümüzde ilimizde de bu olaylarda artış olduğu görülmektedir. Eskiden ilçemizde bir tane GÜNEŞ var iken bugün yabancı hayat kadınları Şavşat’ı güneş gibi sarmişlardır. Uçkurdan geçinenlerin arttığı bir yerde uçkur parası ve uçkur koruması adi suçlarda artışa neden olmaktadır. Ahlaken kötü olan eylemlerde artış göstermektedir.
Ahlak yönünden iyilerden şaşmayan diğer insanların bireysel haklarına saygılı insan yetiştirdiğimiz sürece bu insan ne güzel insan diyebiliriz.
Yoksa ‘bebek yüzlü şeytan ruhlu canavar’ yetiştirmeye devam ettiğimiz sürece istersek yer gök cami dolduralım akşam sabah kuran okutalım sokaklarımızdan suçlu eksik olmaz.
Laiklik din dışı kelime anlamı olan uygulaması devletin dine bağlı olmaması ile özetlenir. Devlet, her hangi bir dine göre idare edilmez. Bireyler dini inanışlarına göre değerlendirilmez. İnsanlar dini yönlerine göre liyakat almaz. Yani laiklik bir devletin uyacağı bir kuraldır. Çağdaş bir devlette var olması gereken bir kuraldır.
Din ( mistik ) Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurumdur.. İnsanların, açıklayamadığı doğa üstü olaylara itaat etmesi ve bunun tarihsel süreçteki gelişimidir. Din insanları dini yönden yaptıklarını sevap ve günah kategorisinde değerlendirir. Hukuk içeren dinler, günahlara bu dünyada da ceza içerir. Ancak , asıl olan ölümden sonra ödül ve cezadır. Dinlerin ödül ve cezası bireyseldir. Ahlak (Etik) bir toplumda insan eylemlerinin iyi ve kötü kategorisinde değerlendirildiği, kötü eylemlerin cezalandırıldığı evrensel bir kavramdır. Bazı dinlerde de bu ahlak kuralları var olup ahlak ile dinin iç içe geçmesine yol açar.
Güzellik (Estetik) ise beğenilen hoşlanılan bir kavramdır. Bu özelliği ile güzellik hem bireysel hem de evrensel özelliğe sahiptir. Sanat yönü evrensel olup sahip olma yönü bireyseldir.
Günümüzde bu kavramlar bir birinin içine sokularak birbiriyle karıştırılarak bu kavramların öğretileri etkisizleştirilmektedir.
Bizim okul zamanımızda Ahlak dersi diye bir ders vardı Ben bizim çocukta böyle bir dersin varlığını görmüyorum. Çocuklarımıza ailede ve okulda ahlaken iyi olan ve kötü olan olayları öğretmeliyiz ki, sokaklar da huzur içinde yürüyebilelim. Yalan söylemenin, hırsızlığın kötü bir şey olduğunu çocuklarımıza ailede ve okulda öğretirsek, devlet de bu kötülere yaptırım uyguladığı zaman sokaklarda rahat yürüyebiliriz. Rüşvetin ahlaken kötü olduğu öğretilirse ve devlet tarafından cezası konulursa her işimizi yaptırmak için veya olmayacak işimizi yaptırmak için ne vatandaş nede görevli para düşünmez olur. Burada ahlak ile dini ayırmak gerekiyor. Din hırsızlığa günah der. Ahlak kötü der. Kavram iç içe geçince Avrupa yı görüp gelen insanlarımız Müslümanlığı Avrupalılar yaşıyor demektedirler. Burada ahlak ile din karıştırılmaktadır. Avrupa devletleri iyi ve kötü olanı toplumuna iyi öğretmiş evrensel olan bu ahlak değerlerine sahip insanların yaptıkları bize güzel geliyor. Bizde dini bütün insan dediğimiz namazında niyazında insanlar ticaret ve ekonomi alanında vergi kaçırmayı dinleri ile ilişkilendirmezler. Halbuki onun kaçırdığı vergi ile sokakta hırsızlık yapanın hiçbir farkı yoktur. Belki de sokaktaki hırsızlığın başlama sebeplerinden biridir. Ahlak açısından vergi kaçırmak kötüdür. Din zekat ile işi bitirmektedir. Ama devlet düzeninde ahlaken kötü olan bir davranıştır. Avrupalı eğitim düzeyini yükselterek içi boş eğitim vermeyerek bizim esas Müslümanlık onlarda dememize sebep olacak yaşam tarzına kavuşmuştur.
Müslüman bir milletiz % 99 müslüman olmakla övünüp dururuz. Peki şimdi ahlaksızlık yönlerimize bakalım. Sapkınlıkların bazılarında dünya birincisi olmuşuz. Televizyonlarda görüyoruz araştırmalardan öğreniyoruz Türkiye’de cinsel suçlar % 400 artmış. Yani bunun özeti ortalık taciz ve tecavüzcü kaynıyor. Hırsızlık %60 artmış diğerleri de bu şekilde artış eğiliminde. İslam dini Müslümanlara ahleken iyi olan şeyleri benimsetememiş durumdadır.
Çünkü bütün İslam ülkelerinde bu varlığını korumaktadır. İslam tacizci tecavüzcüyü nikah şartı ile affedebilmektedir. Burada din ahlakı eşitlikçilikten sapmaktadır.
Japonya’da 8,1 büyüklüğünde meydana gelen depremde yaralanan dahi olmazken bizde beşi geçen her deprem can kaybına neden olabilmektedir. Burada can kaybı devleti yöneten insanların oy uğruna veya çıkar uğruna ahlaken kötü olan işlemlere müsaade etmelerinden kaynaklanmaktadır. Dinimizin bu işle bir ilgisi yoktur. Çünkü iyi ahlaklı insan yetiştiremiyoruz. Bir bakan bile gözümüzün içine baka baka yalan söyleyebiliyor.
Birde ben güzele güzel demem güzel benim olmayınca sözünden bakalım Burada benim sahip olduğum şeyler güzeldir. Söylemi varki bencilliğe sevk eden bir durumdur.
İlimiz açısından düşünürsek eskiden ahlaken kötü olan olaylardan dolayı suç işleyen ve ceza alan olmazken veya sınırlı sayıda olurken günümüzde ilimizde de bu olaylarda artış olduğu görülmektedir. Eskiden ilçemizde bir tane GÜNEŞ var iken bugün yabancı hayat kadınları Şavşat’ı güneş gibi sarmişlardır. Uçkurdan geçinenlerin arttığı bir yerde uçkur parası ve uçkur koruması adi suçlarda artışa neden olmaktadır. Ahlaken kötü olan eylemlerde artış göstermektedir.
Ahlak yönünden iyilerden şaşmayan diğer insanların bireysel haklarına saygılı insan yetiştirdiğimiz sürece bu insan ne güzel insan diyebiliriz.
Yoksa ‘bebek yüzlü şeytan ruhlu canavar’ yetiştirmeye devam ettiğimiz sürece istersek yer gök cami dolduralım akşam sabah kuran okutalım sokaklarımızdan suçlu eksik olmaz.
Bu İçerik 536 Kez Görüntülendi