Şavşat ve Kültür-Sanat Şiirler
Sevdiğim Kadına Söyler Misin İstanbul
SEVDİĞİM KADINA SÖYLER MİSİN İSTANBUL
(HER AKŞAMIN ELİNDE YAMALARIN)
..... ......../ istanbul’a kar yağıyor
................ yüreğime hasretin /
ah istanbul memleketimin en afet dulu
varoş evlerinin yoksul ve yorgun duvarları gibi yüzün
hep kendinden tüketmiş fahişe gibi rengin hüzün
tanımadan sevdiğim kadını
güzelim diye böbürlenme istanbul
sonra çok üzülürsün
sevdiğim kadın en harika kadını şu dünyanın
bütün özellikleri onda mevcut insanın
yüreği bebek yüreği
yüreği anadolu toprağı
yüreği türkü
günlerin podyumunda manken gibi dolaşır
sevdiğimden bir şeyler giyinmiş her öykü
kalçaları önüme koyar özlediğim dağı
gözleri üzüm bağı
şarap şarap içime süzülür bakışları
olsa da kırık bir zeytin dalı
sevdiğim kadının uykusuz hali
istanbul senin baharından daha güzel onun kışları
manyas gölü bile şaşkınlığından donup kalır
saçlarından uçurunca kuşları
hiç kimseye yâr ol(a)mayan dul istanbul
yalnız senin mi var tepelerin
insanı yüreğinden öpen
boğazın iki yakası dudakların
yitirdiğim hangi yamasını sorayım yüreğimin
senin öylesine çok ki acıların
her akşamın elinde yamaların
yaralı çoğu yanın
memleketimin kadınları gibi
öylesine mutsuzsun ki istanbul
ne olacak senin halin
etekleri martı işlemeli vapurlar ( bile)
yırtarak denizinin kirli sularını
senden sana gider
bir yolcu için dolmuşlar
iğne deliğinden bile içeri girer
omuz omuza yürümez ki hoyratlıkla sevgi
benim için tarifsiz değerlidir
sevdiğim kadının bedenindeki her yer
/ benim sevdim diye kanatılan
hayat treninden atılan
bir çöp gibiyim istanbul sokaklarında
sevdğim kadında yok yanımda /
sevdiğimin her sözünden
içimin karanlıklarına bir yıldız asılır
nedense firarı düşlerim hep onunla basılır
ben anlarım insanın ve kadının hasından
sevdiğim yara almaktan
sevdiğim yalnız kalmaktan
korkmasın her yol ayrımında
sevgi çinarı olmak varken gönlünün ortasında
geçip gitmek yakışmaz bana yüreğinin kıyısından
sevdiğim kadına söyler misin istanbul
bendeki en hasidır sevdanın
kulağına küpe olsun sevdalı yüreğimin sesi
sen anlarsın gönül yarasından kızkulesi
omuz ver aşk(ım)a hüzünlü aşk kokmasın şiirler
sevdiğimin gözlerinin kıyısından
eminönü’ne geliyor martılar
sarıyer sahillerinde konuşur sevdiğimden arda kalan izler
istanbul sevdiğimde gözyaşlarını
senin gibi şarkıların arasında gizler
/ sevdiğimin gülüşleri bahar
cennetim olacak gözleri /
senden bir şeyler vardır
haydar paşadan kalkan her trende
alnındaki utançlarını silemesende *
istanbul taksim neyse sende
sevdiğim kadının göbeğinin çukuru odur bende
herkesin içinde bir gurbet
kokun hasret
puslu şafakların
felçli çocuğunkinden daha berbat karlı halin
tutmasa da mutsuzluğa sürgün ceylanımın saçlarını
üşüdüğümde üstüme örteceğim
saçların var mı saçların
var diyorsan neden üşür sokak çocukların
istanbul yürek yakıyor açların
bazen de yuva yıkıyor kapkaçların
ciğerlerine batıyor eğriti duran evlerin
söyle kaldı mı bahara aynalık edecek yerin
ah sevgilim sevgililer gününde boş elim
sevdiğimin gerdanında açar güllerim
/ aşkım sanki gönlümün penceresine konan kuştu
dokunmaya kalkınca da uçtu
kirlenmemek ve tertemiz sevmek neden suçtu
sevdiğinde anlamıyor seni baksana
ah yüreğim sana yine kanamak düştü /
güzelim diye hava basma istanbul
görürsen sevdiğim kadını
başını önüne yıkarsın
sahi istanbul sen hangi sokağından mutluluğa çıkarsın
söyler misn sevdiğim kadına istanbul
tutsun şu onurlu sevdanın diğer ucundan
aşk için savaşalım ve birlikte aşalım
ona hayatı zehir etmek için etrafına örülmüş duvarları
mutluluk olsun hayat okyanusunda keşfettiğim adanın bayrağı **
/ ey sırtından vurgun mutsuzluğa sürgün sevgilim
kendini koy aynaya beni göreceksin
bir gün bu şairden sevmeyi de öğreneceksin /
yüreğimi avucuna koyacak kadar sevdiğimi
ve adını mutlu kadınlar listesinin en başına yazdıracağımı
sevdiğim kadına söyler misin istanbul
Kamil Aydemir
* : 1977 ve diğerleri.
**: Her kadın keşfedilmeyi bekleyen bir adadır hayat okyanusunda
Bu İçerik 319 Kez Görüntülendi